Mal ayrılığı rejimi: Mal ayrılığı rejiminde eşlerden her biri, yasal sınırlar içerisinde kendi malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarını korur. Bir diğer ifadeyle hangi mal kime aitse boşanma sonrasında da o malın maliki olmaya devam etmektedir.

Evlilik sözleşmesi, eşlerin mal rejimi konusunda yasal çerçevede belirlemeler yapabildiği, resmi şekle bağlı olarak düzenlenen iki taraflı bir hukuki anlaşmadır. Bu sözleşme genellikle mal varlığına ilişkin hükümleri içerir ve evlenmeden önce taraflar arasında yapılır. Halk arasında evlilik sözleşmesi olarak da bilinen mal rejimi sözleşmesi, boşanma durumunda mal paylaşımı gibi konuları önceden belirlemeyi amaçlar. Türkiye’de, bu sözleşmeye ilişkin şartlar ve formaliteler Medeni Kanun tarafından belirlenmiştir.

Eşler Arasındaki Yasal mal rejimi

Madde 202 – Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır.

Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kanunda belirlenen diğer rejimlerden birini kabul edebilirler.

Evlilik Sözleşmesi (Mal Rejimi Sözleşmesi) Nedir?

Evlilik birliği kurulmadan önce yahut evlilik devam ederken eşlerin, sahip oldukları malvarlığı üzerindeki hak ve yükümlülükleri ile evlilik son bulduğunda bu değerler üzerindeki tasarrufları düzenleyen kurallar bütünü mal rejimi olarak adlandırılır. Bununla birlikte, mal rejimi sözleşmeleri (evlilik sözleşmeleri) ise, uygulanacak mal rejiminin seçimi ve/veya değiştirilmesi amacına yönelik hukukî işlem olarak tanımlanmaktadır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, evlilik sözleşmelerinin, eşlerin birbirlerine olan davranışlarının bir taahhüdü değil, sadece malvarlıklarını düzenlemek için yapılan bir sözleşme olduğudur.

Türkiye’de Evlilik Sözleşmeleri

22 Kasım 2001 kabul tarihli 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) 1 Ocak 2002’de yürürlüğe girmiştir. Yürürlüğe giren bu kanunun 202-282’nci maddeleri arasında mal rejimi tipleri ve bunların ayrıntıları düzenlenmiştir. Kanun koyucu bu hükümlerde dört çeşit mal rejimine yer vermiştir. Bunlar şu şekildedir:

  1. Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi: Türk Medeni Kanunu’nda kabul edilen yasal mal rejimidir. Eşler, önceden bir evlilik sözleşmesi yapmazlarsa, otomatik olarak bu rejim altında olurlar. Bu rejimde, evlilik süresince kazanılan malvarlığı eşler arasında eşit olarak paylaşılır.
  2. Mal Ayrılığı Rejimi: Bu rejimde her bir eş, kendi malvarlığı üzerinde tam hak sahibidir. Evlilik boyunca ve boşanma sonrasında da mal varlıkları birbirinden ayrıdır. Eşlerin mülkiyet hakları kesin olarak korunur.
  3. Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi: Bu rejim, mal ayrılığı rejiminin özel bir türüdür. Eşler, boşanma durumunda kendi mallarına sahip olmaya devam ederler. Ancak, evlilik süresince edinilen ortak malların kısmi bir şekilde tasfiyesi söz konusudur. Bu rejimde her eş, diğer eşin elindeki ortak malın bir kısmını talep edebilir.
  4. Mal Ortaklığı Rejimi: Bu rejimde eşlerin ortaklık malları ile kişisel malları bulunur. Eşler, bu mallara ortak olurlar ve yönetim haklarına sahiptirler. Bu rejim altında, eşlerin payları ortaklık malları üzerinde eşit olarak kabul edilir.

Bu mal rejimleri, eşlerin evlilik öncesinde veya sonrasında tercih ettikleri mülkiyet düzenlemelerini belirlemelerine olanak tanır. Hangi rejimin seçileceği, eşlerin tercihlerine, mali durumlarına ve gelecekteki beklentilerine bağlı olarak değişebilir.

Evlilik Sözleşmesini Kimler Yapabilir?

Evlilik sözleşmesi Türk Medeni Kanunu’nun 204/1. maddesi uyarınca, ayırt etme gücüne sahip herkes tarafından yapılabilmektedir. Ancak evlenecek olan kişi küçük veya kısıtlı ise, sözleşmeyi yapabilmesi için yasal temsilcisinin izni gereklidir ve gerekirse yasal temsilci tarafından imzalanmalıdır. Eğer eşlerden biri ayırt etme gücüne sahip değilse, o eş mal rejimi sözleşmesi yapamaz. Ayırt etme gücünü daha sonradan kaybeden bir eşin yasal temsilcisi, mahkemeden mal ayrılığı rejimine geçilmesini talep edebilir (TMK m. 206/2). Diğer eş de bu durumda mal ayrılığı rejimine geçilmesi için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.

Ancak mal rejimi sözleşmesi kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan, yasal temsilci doğrudan doğruya mal rejimi sözleşmesinin tarafı olamaz. Aynı şekilde, iradi temsilci de bir eş adına mal rejimi sözleşmesi yapamaz. Ancak sözleşme gerektiğinde yasal temsilcilere imzalatılması zorunludur.

Evlenme sırasında hangi mal rejiminin seçildiğinin beyan edilmemesi evliliğe engel değildir. Taraflar evlendiklerinde mal rejimi tercihi yapmasalar da, Türk Medeni Kanunu’nda bu durumda edinilmiş mallara katılma rejimine tabii olacakları kabul edilmiştir.

Evlilik Sözleşmesi Ne Zaman Yapılabilir?

Mal rejimi sözleşmesi evlenmeden önce yapılabileceği gibi evlilik birliği içerisinde de yapılabilir.

Nişanlılar arasında yapılan mal rejimi sözleşmesi, evlenme geciktirici koşuluna bağlı hukukî işlem olarak vasıflandırılır. Yani yapılacak evlilik sözleşmesi nişanlıların evlenmesi halinde geçerli hale gelir. Öte yandan, nişan evlilik dışında başka bir sebepten ötürü bozulursa, nişanlılık döneminde yapılan evlilik sözleşmesinin herhangi bir geçerliliği olmayacaktır.

Kural olarak mal rejimi sözleşmesi eşlerden birinin ölümü ya da boşanmayla sona ermektedir. Bunun yanı sıra eşler evlilik birliği içerisinde de daha önce imzalamış oldukları evlilik sözleşmesinde değişiklik yapma imkanına sahiptirler.  Bu durumda eski evlilik sözleşmesi, yeni evlilik sözleşmesinin kurulmasıyla beraber sona erecektir. Böylesi bir durumda da yeni evlilik sözleşmesi, sözleşmenin kurulmasından sonra edinilmiş olan malları kapsayacak, daha önce edinilmiş mallar içinse önceki evlilik sözleşmesi koşulları geçerli olacaktır.

Evlilik Sözleşmesinde Şekil Şartı

Eşlerin çıkarlarının korunması, mal rejimi konusundaki ihtilaflarda ispat kolaylığı ve açıklığı sağlanması açısından, mal rejimi sözleşmesi şekil şartına bağlanmıştır. Buna göre, mal rejimi sözleşmesi, noterde düzenleme veya onaylama biçiminde yapılması gerekmektedir. (TMK m.205/1). Başka bir makam, mal rejimi sözleşmesini onaylayamaz veya tescil edemez. Bununla beraber Türk Konsolosluklarının noter yetkisi bulunduğundan bu sözleşmelerin konsolosluklarda da yapılabileceği kabul görmektedir.

TMK m. 205’te şekil şartı olarak mal rejimi sözleşmelerinin noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılacağı öngörülmüş olmakla birlikte, maddenin ikinci cümlesinde tarafların evlenme esnasında evlenme memuruna hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak bildirebilecekleri hükme bağlanmıştır.

Aynı şekilde, Evlendirme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin Ek Madde 1,3 ve 4. fıkralarında evlenecek kişilerin hangi mal rejimini seçtiklerini evlendirme memuruna yazılı olarak verebilecekleri öngörülmüştür; ancak evlendirme memurunun seçilen rejimi onaylaması veya düzenlemesi söz konusu değildir. Evlendirme memuru, daha önce düzenlenmiş veya onaylanmış belgeyi evlenme kütüğünde ilgili alana yazacak ve ilgili Nüfus Müdürlüğü’ne gönderecektir.

Evlilik Sözleşmesi İptal Edilebilir Mi?

Evlilik sözleşmesi, tarafların sözleşme hükümlerine uyulmadığı takdirde iptal edilebilir bir belgedir. Her iki tarafın muvafakatiyle de sözleşme iptal edilebilir; ancak taraflar arasında anlaşmazlık olduğunda mahkeme kararı gereklidir. Sözleşmeye aykırılık, bir tarafın sözleşme şartlarına uygun davranmaması durumunda ortaya çıkar. Evliliğin sona ermesiyle birlikte mal rejimi sözleşmesi de otomatik olarak geçersiz hale gelir.

Örneğin, mal ayrılığı rejimi üzerine yapılan sözleşmede bir eş, diğer eşin mal varlığı üzerinde hak iddia ederse, bu sözleşmenin hükümlerine aykırı olabilir. Benzer şekilde, edinilmiş mallara katılım rejimi kabul edildiyse ve bir eş evlilik sırasında edinilen mallar üzerinde diğer eşin mülkiyetini tanımazsa, bu da aykırılık teşkil edebilir.

Evlilik sözleşmesinin iptal edilmesi için dava açılması gerekmektedir ve bu davanın görülmesi gereken mahkeme aile mahkemesidir. İptal davası için başvuracak olan taraf, eşlerin son yerleşim yerindeki aile mahkemesine dilekçe sunmalıdır. Dilekçede özellikle sözleşmeye aykırı davranışların detaylı olarak açıklanması önemlidir. Mahkeme, tarafların argümanlarını dinleyerek ve delilleri değerlendirerek kararını verecektir.

Evlilik Sözleşmesinin Sonradan Değiştirilmesi Mümkün Müdür?

Nişanlılar veya eşler aralarında Kanun’da yazılı mal rejimlerinden birini seçtikten sonra seçtikleri mal rejiminde kanun koyucunun öngördüğü sınırlara bağlı olarak değişiklik yapabilir yahut kaldırabilirler. Örneğin, eşler malvarlıklarının hangi mal grubuna dahil olacağını, TMK m. 221’deki sınırlar dahilinde farklı bir şekilde düzenleyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan ve edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin, kişisel mal sayılacağını (TMK m. 221/1) veya kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mallara dahil olmayacağını kararlaştırabilirler (TMK m.221/2).

Bunun yanı sıra, eğer eşler arasındaki rejim mal ortaklığı rejimi ise eşler, ortaklık mallarının kapsamını genişletebilir veya daraltabilirler. (TMK m. 258, 259); fakat kişisel malvarlığının aleyhine edinilmiş malları çoğaltamazlar. Eşler boşanmanın yan sonuçlarını da mal rejimi sözleşmesiyle aralarında belirleyebilirler; fakat TMK m. 184/ b.5 uyarınca böyle bir anlaşmanın geçerliliği hakimin onayına bağlıdır.

Kural olarak evlilik sözleşmeleri eşlerin ortak iradeleriyle kurulmaktadır. Ancak bazı hallerde eşlerden birinin talebi üzerine mal rejimi değişikliğinin yapılması da mümkündür. Bu haller TMK m.206’da açık bir şekilde düzenlenmekte olup şu şekildedir:

  • Diğer eşe ait malvarlığının borca batık veya ortaklıktaki payının haczedilmiş olması,
  • Diğer eşin, istemde bulunanın veya ortaklığın menfaatlerini tehlikeye düşürmüş olması,
  • Diğer eşin, ortaklığın malları üzerinde bir tasarruf işleminin yapılması için gereken rızasını haklı bir sebep olmadan esirgemesi,
  • Diğer eşin, istemde bulunan eşe malvarlığı, geliri, borçları veya ortaklık malları hakkında bilgi vermekten kaçınması,
  • Diğer eşin sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olması. (Eşlerden biri ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun ise, onun yasal temsilcisi de bu sebebe dayanarak mal ayrılığına karar verilmesini isteyebilir.)

Bu hallerden birinin varlığı halinde Eşlerden birinin talebi üzerine hakim, şartları varsa eşler arasındaki mal rejiminden mal ayrılığına geçilmesine karar verebilir (TMK m. 206/1).