Boşanan ve velayet kendisinde olan anne, şayet çocuğun üstün yararı varsa soyadını çocuğuna verebilir. Burada önemli olan çocuğun üstün yararıdır. Peki çocuğun üstün yararı nedir, hangi durumlar çocuğun üstün yararı olduğunu gösterir?
Türk Medeni Kanunu’nun 321. maddesine göre “Çocuk ana ve baba evliyse ailenin soyadını taşır.” Bu kanun maddesi gereği kural, çocuğun, aile birliği içinde ya da evlilik birliğinin boşanma ile sona ermesi halinde babanın soyadını taşımasıdır. Ancak;
- Boşanma sonrası çocuğun velayetinin anneye verildiği durumlarda çocuğun anne ile soyadı farklılığını anlamlandıramaması,
- Resmi ve günlük işlemler esnasında anne ile çocuğun soyadlarının farklı olmasının birçok probleme sebep olması,
- Bu farklılıklar sebebiyle çocuğun ruhsal ve kişisel gelişiminin olumsuz etkilenmesi
gibi sebeplerden kaynaklı olarak anne, velayeti kendisinde olan çocuğunun soyadını kendi soyadıyla değiştirebilir. Yargıtay’ın 2017 yılı öncesine kadarki kararlarında, boşanmış, annenin, velayeti kendisinde olan çocuğuna kendi soyadını vermesi kabul edilmemekteydi. Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin 25.06.2015 ve 2013/3434 numaralı, 11.11.2015 tarih ve 2013/9880 numaralı, 20.07.2017 tarih ve 2014/1826 numaralı bireysel başvuru kararı ile erkeğe velâyet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının, velâyet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil ettiğine işaret edilmiş ve bu tarihten sonra boşanmış annenin, velayeti kendisinde olan çocuğuna kendi soyadını vermesi imkanının önü açılmıştır.
Nitekim Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı sonrasında Yargıtay da haklı sebep bulunması ve çocuğun yüksek yararının gerektirmesi halinde, velâyet hakkı kendisine bırakılmış olan annenin, çocuğun soyadının değiştirilmesini talep edebileceği kabul edilmektedir. Yani, çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir.
EVLİLİK DIŞI OLMAKLA TANIMA YOLUYLA BABASININ NÜFUSUNA KAYDETTİRİLEN ANCAK BABASINI HİÇ TANIMAMIŞ OLAN ÇOCUĞA, ANNENİN SOYADI VERİLEBİLİR.
Çocuk, anne ve baba evli ise babasının, evli değiller ise annesinin (doğuran kadının) soyadını alır.
Çocuk ile anne arasında soybağı doğumla kurulur. Evlilik dışı doğan çocuk annenin başvurusu ile annenin kütüğüne kaydedilir ve çocuk annenin soyadını alır. Evlilik dışı doğan çocuğun velayeti de anneye ait olur.
Evlilik dışı doğan çocuk ile baba arasında soy bağı babanın anne ile evlenmesi, babanın çocuğu tanıması veya babalık davası ile kurulur. Bu yollardan biri ile evlilik dışı doğan çocuk ile baba arasında soybağı kurulmuş ise çocuk babasının nüfus hanesine tescil edilmekte ve çocuk babasının soyadını alabilmektedir.
Burada belirtmek gerekir ki bir çocuk anne ve babanın boşanmasının kesinleştiği tarihten itibaren 300 gün içinde doğarsa çocuk annenin boşandığı kocanın nüfusuna kaydedilir, baba olarak eski eş kayıtlarda görünür. Bu sebeple eğer kadın daha sonra ancak bu süreç zarfında doğacak bir çocuğun eski eşin soyadını almasının önüne geçmek istiyorsa, kadın boşanma davasının kesinleştiği tarihten sonra aile mahkemesine başvurup iddet müddetinin kaldırılmasını talep etmelidir. Bu durumda mahkeme kadını yetkili bir hastaneye göndererek gebelik durumunun bulunup bulunmadığını tespit edecektir. Kadın gebe değilse, bundan sonra gebe kalsa dahi doğacak çocuk eski eşin nüfusuna kaydedilmeyecektir.
Çocuğun Soyadının Değiştirilmesi Davası Kime Karşı Açılmalıdır?
Çocuğun soyadı değiştirme davası, çocuğun halen soyadını taşıdığı babanın da hak ve hukukunu etkileyeceğinden, babanın da davaya katılımı sağlanması açısından, dava hem ilgili Nüfus Müdürlüğüne hem de babaya karşı açılmalıdır.
Çocuğun Soyadının Değiştirilmesinde Yetkili Mahkeme
Aile hukukundan doğan bütün dava ve işlerde aile mahkemesi görevlidir. Çocuğa annenin soyadının verilmesine ilişkin davalarda Aile Mahkemesi görevlidir.
Emsal Yargıtay Kararları;
UZMAN RAPORUNDA ÇOCUĞUN, ANNESİNİN SOYADINI ALMASININ YARARINA OLACAĞI BELİRTİLMİŞSE ÇOCUK, ANNENİN SOYADINI ALABİLİR.
“…Dava, çocuğun soyadının annesinin soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince “boşanma nedeniyle velâyet hakkının anneye verilmiş olması, çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi, hukuki mevzuat da buna onay vermemektedir. Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiği kabul edilse dahi, sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velâyetin babaya verilmesi halinde bu kez baba, velâyet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir.
Madem ki velâyet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır, o hâlde baba bu haktan mahrum edilemez. Böyle bir uygulamanın nüfus kayıtlarının güvenilirliğini ve istikrarını zedeleyeceği ve asıl bu gibi uygulamaların çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travma yaratacağı açıktır. Yargı mercilerinin bu durumu ve çocuğun yüksek yararını gözeterek anne ile babanın veya ailelerin hukuken oluşmuş statüleri değiştirmeye çalışmalarına izin vermemesi gerekir.” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 25.06.2015 ve 2013/3434 numaralı, 11.11.2015 tarih ve 2013/9880 numaralı, 20.07.2017 tarih ve 2014/1826 numaralı bireysel başvuru kararları sonrasında Dairemizce de, haklı sebep bulunması ve küçüğün yüksek yararının gerektirmesi halinde velâyet hakkı kendisine bırakılmış olan annenin çocuğun soyadının değiştirilmesini talep edebileceği kabul edilmektedir. Somut olayda, mahkemece yapılacak iş, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacı annenin iş bu davayı açma hakkı olduğu gözetilerek, dosyadaki delilleri değerlendirerek gerektiğinde mahkeme uzmanlarından rapor da almak suretiyle küçüğün yüksek yararına uygun olacak şekilde bir karar vermekten ibarettir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yanlış ve yanılgılı değerlendirmelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir…” Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin, 2022/4794 Esas, 2022/5670 Karar ve 13.6.2022 Tarihli Kararı
ÜSTÜN YARAR VARSA ÇOCUĞUN SOYADI, ANNENİN KIZLIK SOYADI İLE DEĞİŞTİRİLEBİLİR.
“… Davacı anne dava dilekçesinde; davalı … ile boşandıklarını, ortak çocuğun velayetinin kendisine verildiğini, davalı babanın 2012 yılından sonra ortak çocuk ile hiçbir iletişiminin olmadığını, çocuğun babasını tanımadığını, soyadlarının farklı olmasından dolayı günlük işlemlerde sorunlar yaşadıklarını, çocuğun da annesinin soyadı ile farklı soyadlarına sahip olmasını sorun haline getirdiğini, çocuğun ruhsal gelişimi ve manevi bütünlüğünün korunması için ortak çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesini dava etmiş, Ankara 18. Aile Mahkemesi`nin 17.07.2020 tarihli ilamı ile söz konusu değişikliğin çocuğun üstün yararına aykırı olmadığı, çocuğun soyadı değişmekle kişisel durumunun değişmeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş,
Bu karar üzerine davalı baba tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 13.10.2020 tarih 2020/845 Esas 2020/1625 sayılı ilamı ile çocuğun soyadının annenin kızlık soyadı ile değiştirilmesi yönünde çocuğun üstün yararının ispatlanmadığı gerekçesi ile davalının istinaf talebi kabul edilmiş, ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı anne tarafından temyiz edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti adına 14 Mart 1985 tarihinde imzalanan “11 nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 nolu Protokol”, 6684 sayılı Kanun ile onaylanması uygun bulunarak, 25.03.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe girmiş ve iç hukukumuz halini almıştır. Ek 7 nolu Protokol’ün 5. maddesi “Eşler, evlilik bakımından, evlilik süresince ve evliliğin bitmesi halinde, kendi aralarındaki ve çocuklarıyla olan ilişkilerinde, özel hukuk niteliği taşıyan hak ve sorumluluklar açısından eşittir. Bu madde, devletlerin çocuklar yararına gereken tedbirleri almalarına engel değildir.” hükmünü içermektedir. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin Milletlerarası Antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda Milletlerarası Andlaşma hükümleri esas alınır (Türkiye Cumhuriyeti Anayasası m.90/son).
Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne veya babanın, çocukla ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Somut olayda, İdrak çağında olan Umutalp de duruşmada dinlenmiş, o da babasının kendisi ile ilgilenmediğini, beş buçuk aylıktan şimdiye kadar annesi ile yaşadığını, annesi ile olan soyadı farklılığının okul ve sosyal hayatını olumsuz etkilediğini bu nedenlerle annesinin soyadını kullanmak istediğini söylemiştir.
Çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi halinde, üstün yararı bakımından ruhsal gelişiminin olumsuz etkileneceği ileri sürülmediği gibi, aksine çocuğun soyadının annenin soyadıyla değiştirilmesinde çocuğun üstün yararının bulunduğu anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesinin benzer olaylarda verdiği hak ihlaline ilişkin kararları da gözetilerek davanın kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir….” Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin, 2020/6688 Esas, 2021/170 Karar ve 14.1.2021 Tarihli Kararı
ÇOCUĞUN SOYADININ DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASINDA, NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜ İLE BİRLİKTE BABA DA DAVALI OLARAK GÖSTERİLMESİ ZORUNLUDUR.
“… Davacı kadının velayet hakkı tanınan çocuğun soyadının kendi soyadı olarak değiştirilmesi istemiyle açtığı davada davalı olarak nüfus müdürlüğünün gösterildiği, dava sonucunda verilecek kararın davacının eski eşi ve çocuğun babası K4’ın da hukuki durumunu etkileyeceği, bu kişinin de davaya dahil edilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve tüm deliller değerlendirilerek gerçekleşecek sonuç uyarınca bir hüküm kurulması gerekirken eksik hasım ile karar verilmesinin doğru olmadığı….” Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin, 2017/2970 Esas, 2018/1900 Karar ve 26.12.2018 Tarihli Kararı